ZH
VI
TR
RU
RO
PT
PL
NL
KO
JA
IT
HU
FR
FI
ES
EN
DE
DA
Grimm Masalları
Grimm Kardeşler tüm peri masalları
grimmstories.com
|
grimm masalları
|
peri masalları listesi
Anasayfa
En güzel peri masalları
Peri masalları listesi
Peri masalları tam listesi
Alfabetik liste
Rastgele hikaye
Sınıflandırma
Grimmstories.com
Grimm Kardeşler tüm peri masalları
Bit ile Pire
Grimm Kardeşler →
Hansel ile Gretel
Grimm Kardeşler →
Kurt ve yedi küçük oğlak
Grimm Kardeşler →
Çeviriler memnuniyetle karşılanmaktadır
Onları şuraya gönder
[email protected]
Grimm Masalları: Çocuk ve Yuva Masalları
Peri masalları listesi (Sayfa 10)
önceki sayfa
sonraki sayfa
5
6
7
8
9
10
11
181
Su Perisi
Bir zamanlar bir değirmenci vardı, karısıyla birlikte rahat bir hayat sürmekteydi. Paraları ve malları vardı; yıldan yıla daha da zenginleştiler. Ama birden başlarına bir uğursuzluk çöktü: gitgide varlıkları azaldı. Öyle ki değirmencinin eline mal olarak sadece değirmen kaldı. Adamcağız çok üzüntülüydü; işi bittikten sonra bir türlü huzura kavuşamıyor, can sıkıntısından yatağında bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu. Bir sabah gün ağarırken kalkıp dışarı çıktı; biraz hava alarak rahatlamak ist
Peri masalı okuyun →
182
Cücelerin Armağanı
Bir terziyle bir kuyumcu birlikte yola çıktılar. Bir akşam güneş batarken uzaktan bir müzik duyuldu. Bu ses gitgide yükseldi; öyle sıra dışı ve hoştu ki, tüm yorgunluklarını unutarak adımlarını hızlandırdılar. Bir tepeye vardıklarında ay doğmuş ve yükselmişti; bu tepede el ele vererek bir çember oluşturan kadınlı erkekli cüceler coşkuyla oynayıp şarkı söylemekteydi. En tatlı şarkıları söylüyorlardı. İki ahbabın kulağına gelen müzik buradan kaynaklanıyordu. Dans edenlerin ortasında, onlardan bira
Peri masalı okuyun →
183
Dev ve Terzi
Hep hava atan, ama borcunu hiç ödemeyen bir terzinin aklına esti. Ormana gidip etrafa bir göz atacaktı. Terzihanesini terk etti, gidebildiği kadar gitti. Hep yollarda dolaştı durdu Patika ve köprüler onu yordu Bütün gün oraya buraya gitti Sonunda gücü ve hevesi bitti. Derken ufukta sarp bir dağ gördü; onun arkasında da balta girmemiş karanlık bir ormanın içinden ta göğe kadar yükselen bir kule gördü: Vay canına! diye söylendi: Bu da nesi? Çok merak ettiği için oraya doğru yürüdü. Yaklaştığında g
Peri masalı okuyun →
184
Çivi
Tüccarın birinin panayırda işleri iyi gitti; tüm mallarını satarak kemerini altın ve gümüşle doldurdu. Karanlık basmadan önce köyüne dönmek istedi. Pelerinine bürünerek atına atladığı gibi evin yolunu tuttu. Öğlene doğru bir şehirde mola verdi. Tekrar yola çıkarken atını ona getiren seyis: Bayım, atın arka ayağındaki nalın bir çivisi eksik dedi. Olsun diye cevap verdi adam. Altı saatlik yolum var; o zamana kadar nal düşmez. Acelem var. Akşam üzeri tekrar mola verdiğinde, atını yemle beslerken se
Peri masalı okuyun →
185
Mezardaki Oğlan
Bir zamanlar fakir bir çoban vardı. Anası babası ölmüştü; devlet onu doyurup yetiştirmesi için zengin bir çiftçinin yanına verdi. Ama adam da karısı da kötü kalpliydi. Onca zenginliğe karşın ikisi de çok cimriydi; başkalarına ekmeklerinden bir lokma bile vermiyorlardı. Zavallı oğlan ne yapsa onlara yaranamıyor ve yemek yerine dayak yiyordu. Bir gün bir tavuğu civcivleriyle beraber gütmesi istendi. Ama tavuk civcivleriyle birlikte çiti aşarak dışarı çıktı. Derken bir atmaca onu yakalayıp uçup git
Peri masalı okuyun →
186
Gerçek Gelin
Bir zamanlar bir kız vardı; gençti, güzeldi, ama annesi çoktan ölmüştü. Üvey annesinin eline kalmıştı ve kadın ona çok zalim davranmaktaydı. Verdiği iş ne kadar ağır da olsa kızcağız hiç yorulmadan tüm gücüyle çalışıyor ve bunun altından kalkabiliyordu. Ancak kötü kadının buna aldırış ettiği yoktu. Kızın yaptığı hiçbir işi beğenmiyordu ve hep az buluyordu. Kız ne kadar çalıştıysa kadın ona bir o kadar fazla iş veriyordu. İşte bu kötü kadın kıza hayatı zehir etmeye karar verdi. Bir gün ona şöyle
Peri masalı okuyun →
187
Tavşan ile Kirpi
Bu öykü yalan gibi gelecek çocuklar, ama gerçekte yaşandı; çünkü bunu bana büyükbabam anlattı ve her seferinde de Herhalde gerçek olmalı, yoksa bu kadar çok anlatılmazdı demişti. Öykü şöyle: Mevsim sonbahardı, günlerden pazardı; kara buğday yeşermişti; güneş tepeye yükselmişti; sabah rüzgârı sıcaklığıyla ekinleri yalıyordu. Bülbüller havada ötüyordu. Köylüler pazar giysileriyle kiliseye gitmekteydi. Kısacası herkes hayatından memnundu; kirpi de öyle! Ama kirpi kapısının önüne çıktı; kollarını ka
Peri masalı okuyun →
188
Kirmen, Mekik ve İğne
Bir zamanlar bir kız vardı, küçük yaşta anne ve babasını kaybetmişti. Vaftiz annesi köyün çıkışındaki küçük bir evde oturuyor, geçimini iplik eğirmekle, örgü örmekle ve dikiş dikmekle sağlıyordu. Bu kadın küçük kızı yanına aldı, ona işini öğretti ve çok güzel bir eğitim verdi. Kız on beş yaşına bastığında kadın hastalandı, kızı yanına çağırarak şöyle dedi: Bak kızım, sonumun yaklaştığını hissediyorum, sana bu evi bırakıyorum. Seni rüzgârda yağmurdan koruyacak ve barındıracaktır; ayrıca sana bıra
Peri masalı okuyun →
189
Köylü ile Şeytan
Bir zamanlar çok kurnaz bir köylü kadın vardı. Onun yaptıkları hakkında çok şey anlatıldı. Ama en güzel öyküsü şeytanı nasıl faka bastırdığını anlatandı. Kadın tarlasında bütün gün çalıştıktan sonra eve dönmeye karar verdi. Ama akşam karanlığı basmıştı bile. Tarlanın ortasında bir yığın mangal kömürü görünce çok şaşırdı ve oraya yaklaştı. Ateşin üstünde siyaha bürünmüş küçük bir şeytan oturmaktaydı. Ne o, sen bir hazinenin üstünde mi oturuyorsun? diye sordu kadın. Aynen öyle! Bu hazinede ömründe
Peri masalı okuyun →
190
Masadaki Ekmek Kırıntıları
Bir gün horoz civcivlere, Çabuk eve gelin, yemek masasında ekmek kırıntıları var. Evin hanımı kom- şuya gitti dedi. Yoo, yoo, gelmeyiz dediler. Neden biliyor musun, o hep bize sataşıyor! Bunun üzerine horoz, Nasılsa haberi olmayacak! Siz gelin! Zaten bize iyi bir şey verdiği yok ki dedi. Ama civcivler, Hayır, hayır, olmaz; biz gelmiyoruz diye cevap verdi. Ancak horoz onları rahat bırakmadı. Sonunda hepsi masanın başına geçerek ekmek kırıntılarını çabuk çabuk gagaladılar. Tam o sırada kadın çıkag
Peri masalı okuyun →
191
Deniz Tavşanı
Bir zamanlar bir kral kızı vardı. Sarayın çatı katındaki on iki pencereli odasında kalıyordu hep. Bu pencereden dışarı çıkıp baktığında da tüm ülkeyi görebiliyordu. İlk pencereden baktığında normal bir insandan daha keskin görüyordu. İkinci pencereden baktığında daha iyi, üçüncüden baktığında ondan da iyi görebiliyordu. Ve bu böyle gidiyordu; yani on ikinci pencereden baktığında yeryüzünde olan her şeyin yanı sıra, yeraltında olanları da görebiliyordu. Ama çok kibirliydi bu kız; kimsenin buyruğu
Peri masalı okuyun →
192
Usta Hırsız
Bir gün viran bir evin önünde bir adam karısıyla oturmuş biraz dinleniyordu. Derken dört yağız ata koşulmuş bir araba çıkageldi; içinden çok şık giyinmiş bir bey çıktı. Köylü ayağa kalktı; adama yaklaşarak ne istediğini ve kendisine nasıl hizmet edebileceğini sordu. Yabancı adam onunla tokalaşarak, Bir köy yemeği yemekten başka bir şey istemiyorum dedi. Bana bir patates pişirin; her zaman yaptığınız gibi. Sofranıza oturup onu keyifle yemek istiyorum, o kadar! Köylü gülümseyerek: Siz bir kont, pr
Peri masalı okuyun →
193
Davulcu
Bir akşam genç bir davulcu tek başına tarlalar arasından yürüyüşe çıktı. Bir göl kenarına geldiğinde yere serili üç parça beyaz keten kumaş gördü. Ne ince ketenmiş diyerek bir tanesini cebine soktu. Sonra evine döndü ve bulduğu şeye hiç aklını takmadan yatağa yattı. Tam uyuyacaktı ki, sanki birisi adıyla seslendi. Kulak kabarttı, hafiften bir ses duydu: Davulcu, davulcu, uyan! diyordu bu ses. Zifiri karanlık olduğu için kimseyi göremedi, ama sanki yatağının önünde bir karaltı uçuyordu. Ne istiyo
Peri masalı okuyun →
194
Başak
Çoook önceleri, Tanrı'nın yeryüzünde dolaştığı günlerde toprak şimdikinden çok daha verimliydi. Başaklar şimdikinin elli altmış değil de dört beş yüz katı fazlaydı. Sapından tepesine kadar hep buğday doluydu. Ama insanoğluna yaranılmaz işte! Tanrı'nın verdiği bu bereketin kadrini ve kıymetini bilemeden onları bol bol harcadılar. Bir gün bir kadın buğday tarlasına daldı; yanındaki ufak çocuğu oraya buraya sıçrarken bir su birikintisine düşerek elbisesini kirletti. Annesi o güzel başaklardan bir a
Peri masalı okuyun →
195
Mezar Başında
Zengin bir çiftçi kapısının önünde durarak tarlalarına ve bahçesine baktı; buğday yeşermişti, meyve ağaçları meyve doluydu. Hububat geçen yıla göre çok daha fazlaydı; öyle ki, döşeme tahtaları çuvalları taşıyamaz hale gelmişti. Adam daha sonra ahıra geçti; içerisi besili öküzler, şişman inekler ve pırıl pırıl beygirlerle doluydu. Sonra evine girdi; içinde para bulunan demir kasaya baktı. Öylece durup da ne kadar zengin olduğunu düşününce, içinde bir şey tok! tok! etti; odanın değil, kalbinin kap
Peri masalı okuyun →
196
Moruk
Bir zamanlar bir kral kızı vardı. Kral camdan bir dağ inşa ettirdi ve kim bu dağı kayıp düşmeden aşarsa kızıyla evlenebileceğini ilan etti. Gönlünü kıza kaptırmış bir delikanlı vardı; kraldan kızını istetti. Olur dedi kral şu dağı düşmeden aşabilirse kızımla evlenebilir. Bunun üzerine kız, delikanlıyla beraber yürümek istediğini ve düşecek olursa ona yardım edeceğini söyledi. Gerçekten de oğlanla birlikte yürüdü, ama yolun yarısına geldiklerinde ayağı kaydı; aynı anda buz dağı açıldı ve kız için
Peri masalı okuyun →
197
Kristal Küre
Bir zamanlar bir büyücü kadının üç erkek çocuğu vardı; oğlanlar birbirine çok düşkündü. Ama kadının onlara pek güveni yoktu; günün birinde gücümü elinden alırlar diye korkuyordu. Bu yüzden en büyük oğlunu kartala dönüştürdü. Artık onun yuvası kayalık dağların tepesindeydi; ara sıra geniş daireler çizerek aşağılara doğru süzülüyordu. Ortanca çocuğunu balinaya dönüştürdü. O da denizin derinliklerinde yaşıyor, ara sıra su yüzüne çıkıp ta yükseklere kadar su fışkırtıyordu. Her ikisi de günde iki saa
Peri masalı okuyun →
198
Bakire Maleen
Bir zamanlar bir kral vardı. Onun oğlu, yani prens, bir başka kralın Bakire Maleen adındaki kızına talip oldu, yani onunla evlenmek istedi. Ancak kızın babası onu başkasına sözlemişti. Oysa oğlanla bu kız birbirlerinden hoşlanmış ve ayrılmamaya karar vermişlerdi. Nitekim kız babasına, Ben asla başkasına varmam dedi. Kral buna o kadar öfkelendi ki, hemen ay ve gün ışığının giremeyeceği kapkaranlık bir kule inşa ettirdi. Kule tamamlanınca kızına, Yedi yıl burada kalacaksın! Yedi yıl sonra gelip ba
Peri masalı okuyun →
199
Çizmeli Kardeş
Hiçbir şeyden korkmayan bir asker hiçbir şeyi de umursamıyordu. Ordudan ayrıldıktan sonra, hiçbir meslek öğrenmediği için para kazanamadı; orada burada dolaşıp işi dilenciliğe kadar vardırdı. Üzerine eski bir yağmurluk çekti; manda derisinden yapılma çizmelerini giydi. Bu şekilde dağ taş demeden yollara düştü; tarlalardan geçti, patikalardan yürüdü, derken bir ormana vardı. Önce nerede olduğunu anlamadı, ama kesilmiş bir ağacın kütüğünde oturan iyi giyimli bir adam gördü. Adam yeşil renkte bir a
Peri masalı okuyun →
200
Altın Anahtar
Etrafı kalın bir kar tabakasının kapladığı bir kış günü fakir bir oğlan odun toplamak üzere kızağıyla ormana gitti. Odunları toplayıp yükledi. Sonra hemen eve dönmek yerine, soğuktan donduğu için biraz ısınmak üzere bir ateş yakmak istedi. Karları eşeledi, toprağı düzeltirken bir altın anahtar buldu. Anahtarı burada olduğuna göre kiliti de yakında bir yerde olmalıydı. Bu düşünceyle toprağı kazdı ve bir demir kasa buldu. Bakalım anahtar uyacak mı? içinde herhalde kıymetli şeyler vardır! diye düşü
Peri masalı okuyun →
önceki sayfa
sonraki sayfa
5
6
7
8
9
10
11
Grimm Kardeşler en güzel peri masalları
En güzel peri masalları →
Grimm Masalları
Rastgele hikaye
En güzel peri masalları